İNSANLIĞIN ATASI Hz.ÂDEM

Küffardan olan Darwin, insanlığın başlangıcının maymundan türediğini iddia etse de bizler Kur’an- Kerim’e inanan mü’minler olarak insanlığın Hz. Âdem’den türediğine, ilk insan ve ilk peygamberin Hz.Adem olduğuna iman ederiz.

03:32:01 | 2018-11-09
HÜSEYİN CETİN
HÜSEYİN CETİN      h.hoca.ank@hotmail.com

 İNSANLIĞIN ATASI Hz.ÂDEM
 
      Küffardan olan Darwin, insanlığın başlangıcının  maymundan türediğini  iddia etse de bizler Kur’an- Kerim’e inanan mü’minler olarak insanlığın  Hz. Âdem’den türediğine, ilk insan ve ilk peygamberin Hz.Adem olduğuna iman ederiz.Bu durum Kur’an’da şöyle buyrulur: Bir zamanlar Rabb'in meleklere: "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti.(Bakara ,30)  Halife kelimesi“half” kelimesinden türemiştir. “Half” arka,geri gibi anlamlara gelir.Istılahta ise Peygamberimizin arkasından devletin başına gelen yönetici demektir.Bu anlamda Hz Ebu Bekir,Hz Ömer, Hz. Osman ve Hz Ali’yi ilk dört halife olarak biliyoruz.Bu ayette ise yeryüzünün hâkimi,yer yüzünü imar ve iskân eden kişi demektir. Allah, çizmiş olduğu yasalar çerçevesinde kaldığı sürece yani Kur’an’ın ruhuna aykırı davranmadığı sürece halifelik sıfatı yüklediği insana hareket alanı vermiştir.Buna cüz’i irade diyoruz. İnsan cüz’i iradesiyle binalar,yollar yaparak,kanunlar v.b. yaparak yer yüzüne,gemiler yaparak denizlere,uçaklar yaparak göklere hükmedebiliyor.Ayetteki halife kavramından  bu açıklamaları da çıkarabiliriz.
        
      ilk yaratmayla ilgili olarak Kur’an’da geçen kelimelerin  toprak ve toprak cinsinden  olduğunu görüyoruz.Kur’an’da  "O (Allah) her şeyi güzel yaratan ve insanı başlangıçta çamurdan yaratandır." (Secde,7) Allah'u Teâlâ İlk insan, ilk peygamber, insanlığın babası Hz. Âdem'i topraktan (turâbtan) yarattı. (Hûd, 61; Tâha, 55; Nuh, 18)"Sizi (aslınız Âdem'i) topraktan yaratmış olması onun ayetlerindendir. Sonra siz (her tarafa) yayılır bir beşer oldunuz." (Rum, 20) "Allah'ın yanında İsa'nın durumu Adem'in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona -ol-dedi. Artık olur." (Al'i İmran: 59)  "O, her şeyin yaratılışını güzel yaptı ve insanı yaratmaya çamurdan başladı." (Secde, 7)  "Şimdi sor onlara: Yaratılış bakımından kendileri mi daha çetin, yoksa bizim yarattıklarımız mı? Biz kendilerini yapışkan bir çamurdan yarattık" (Saffat,11)  "İnsanı ateşten pişmiş gibi kuru çamurdan yarattı." (Rahman, 14)  "Ey insanlar! Eğer öldükten sonra dirilmekten kuşkuda iseniz, biz sizi topraktan, sonra nutfeden, sonra alakadan, sonra yaratılışı belli belirsiz bir çiğnem etten yarattık ki, size (kudretimizi) açıkça gösterelim. Dilediğimizi belirtilmiş bir süreye kadar rahimlerde tutuyoruz, sonra sizi bir bebek olarak çıkarıyoruz. Sonra güçlerinize ermeniz için (sizi büyütüyoruz.) İçinizden kimi öldürülüyor, kimi de ömrün en kötü çağına (ihtiyarlığa) itiliyor ki, bilirken bir şey bilmez hale gelsin. Yeri de ölmüş görürsün. Fakat biz onu üzerine suyu indirdiğimiz zaman titreşir kabarır ve her güzel çiftten bitirir." (Hac, 53)buyrulmaktadır.
           
      Peygamber Efendimizin Hz.Havva’nın yaratılışıyla ilgili olarak kaburga kemiğinden yaratıldığı hakkında hadisleri  vardır.(Müslim 1468/59, Ebu Avane 4501, Humeydi 1168, İbni Hibban 4179, Begavi Mesabih 2416, Buhari 3110, Müslim 1478/60, Nesei İşretu’n-Nisa 258, İbni Ebi Şeybe 4/184/4, Begavi 2332)Hadislerde geçen kaburga kemiğinden maksadın kadının ince ruhlu,narin,kırılgan bir yapıya sahip demek istendiğini belirten görüşler de mevcuttur.En doğrusunu Allah bilir.
         
     Hani, Rabbin meleklere, "Ben yeryüzünde bir halife yaratacağım" demişti. Onlar, "Orada bozgunculuk yapacak, kan dökecek birini mi yaratacaksın? Oysa biz sana hamd ederek daima seni tesbih ve takdis ediyoruz." demişler, Allah da, "Ben sizin bilmediğinizi bilirim" demişti. (Bakara,30) Allah-û Teâlâ Hz. Adem’i daha yaratmadan meleklerle konuşmuş ve onlara yaratacağı varlık hakkında bazı bilgiler vermiştir.Yoksa meleklerin yer yüzünde yaratılacak varlığın kan dökecek,fesat çıkaracak ve Allah’a isyan edebilecek bir varlık olmasını bilmesine imkan yoktur.Hz. Adem yaratıldıktan sonra Allah O’na bütün isimleri öğretti.Ve O’na meleklerden de üstün bir konuma gelebilecek kapasite verdi. “Allah Adem'e bütün varlıkların isimlerini öğretti. Sonra onları meleklere göstererek, "Eğer doğru söyleyenler iseniz, haydi bana bunların isimlerini bildirin" dedi.
 
     Melekler, "Seni bütün eksikliklerden uzak tutarız. Senin bize öğrettiklerinden başka bizim hiçbir bilgimiz yoktur. Şüphesiz her şeyi hakkıyla bilen, her şeyi hikmetle yapan sensin" dediler. 
Allah şöyle dedi: "Ey Adem! Onlara bunların isimlerini söyle." Adem, meleklere onların isimlerini bildirince Allah, "Size, göklerin ve yerin gaybını şüphesiz ki ben bilirim, yine açığa vurduklarınızı da, gizli tuttuklarınızı da ben bilirim demedim mi?" dedi.(Bakara Süresi,31-33) Allah meleklerden dahi üstün konuma geçebilecek olan bu varlığa meleklerin saygı duymasını ve bunu kabul etmelerini istedi.Hepsi kabul etti.Yalnız iblis bundan müstesna idi.
 
          Hani meleklere, "Adem’e secde edin" demiştik de İblis hariç bütün melekler hemen secde ettiler, İblis (bundan) kaçınmış, büyüklük taslamış ve kâfirlerden olmuştu.(Bakara Süresi,34) Bu ayette geçen “secde” kelimesini insanın Allah’a yaptığı secde gibi değil,Hz.Âdem’in (gelecekte insan oğlunun)meleklerden bile üst mertebelere gelebileceğini kabullenme olarak değerlendirmek gerekir.Bilindiği gibi meleklerde nefs,cüz’i irade yoktur.Dolayısıyla Allah’ın emirlerinden çıkma,yasaklarını çiğneme gibi bir seçenekleri de yoktur. Allah’ın buyruklarını harfiyen yerine getirirler.İnsanda nefs,cüz’i irade olduğundan,sevap işlemenin yanında günah işleme potansiyeli de vardır.İnsan nefsini yendiği için melekten daha  üstün dereceye ulaşabilir.Allah’ın secde edin demesinden maksat insanın bu özelliğini kabullenin talimatıdır.  Bu talimata rağmen İblis kibrinden dolayı  büyüklendi ve kabullenmedi. Bu kibrin sebebi Kur’an da şöyle açıklanır: İblis, “Ben O’ndan daha hayırlıyım. Beni ateşten yarattın, onu ise çamurdan yarattın” dedi. (Sâd Süresi,76)  Meleklerin Allah’ın emirlerinden çıkmayacağı gerçeğinden hareket edersek İblisin büyüklenmesi ve bu emre asi gelmesi ne ile açıklanmalıdır.Bu durumu bizlere Allah şöyle açıklamaktadır: “Hani biz meleklere: Âdem'e secde edin, demiştik; İblis hariç olmak üzere, onlar hemen secde ettiler. İblis cinlerdendi; Rabbinin emrinden dışarı çıktı. Şimdi siz, beni bırakıp da onu ve onun soyunu mu dost ediniyorsunuz? Oysa onlar sizin düşmanınızdır. Zalimler için bu ne fena bir değişmedir! (Keyf Süresi,50)Şeytanın cin taifesinden olması kendisine seçme özgürlüğü sağlamıştır.Bundan dolayı Allah’a karşı gelip isyan etmiştir, insanı küçümsemiş ve onu sıratı müstegimden (Allah’ın yolu)uzaklaştırmak için  Allah’tan kıyamet gününe kadar izin istemiştir.Allah’ta şeytana istediği izni vermiştir.  İblis:”Dirilip kaldırılacakları güne kadar bana mühlet ver!” dedi.( A'raf Süresi,14 Hicr Süresi ,36  ) İblis: “Benden üstün kıldığın adam bu mu? Eğer, bana kıyamet gününe kadar süre verirsen, çok azı dışında onun soyunu emir ve kumandam altına alacağım!” dedi. İsra Süresi,62) "Muhakkak ki Benim kullarım üzerinde senin bir sultan (gücün, yaptırımın) yoktur. . . Azgınlardan sana tâbi olanlar müstesna.( Hicr Süresi,42)
 
         Hz Âdem ve eşi Hz.Havva cennette istedikleri gibi yaşamaya,istediklerinden yemeye-içmeye başladılar.Fakat mahiyetini tam olarak bilmediğimiz yasaklanan meyve ağacı istisna idi.Şeytan ikisine yaklaşarak onları kandırdı.Bu durum şöyle anlatılır:Dedik ki: "Ey Adem! Sen ve eşin cennete yerleşin. Orada dilediğiniz gibi bol bol yiyin, ama şu ağaca yaklaşmayın, yoksa zalimlerden olursunuz.Derken, şeytan ayaklarını oradan kaydırdı. Onları içinde bulundukları konumdan çıkardı. Bunun üzerine biz de, "Birbirinize düşman olarak inin. Sizin için yeryüzünde belli bir süre barınak ve yararlanma vardır" dedik. ﴾Bakara Süresi,35-36) Nihayet şeytan ona vesvese verdi. Şöyle dedi: "Ey Âdem! Sana sonsuzluk ağacını ve çökmesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi? Bunun üzerine ikisi de o ağaçtan yediler. Hemen ayıp yerleri kendilerine açılıp görünüverdi. Ve üzerlerine cennet yaprağından örtüp yamamaya başladılar. Âdem Rabbinin emrinden çıktı da şaşırdı (Taha Süresi,20-21)  Bu hatasından dolayı Hz.Âdem ve eşi Hz.Havva imtihanın ve Allah’ın hikmetinin bir gereği olarak dünyaya gönderildiler.Allah Hz.Âdem’e  peygamberlik verdi.Allah’tan kelimeler aldı (Bakara Süresi,33) şeklindeki ayet ve “Şüphesiz Allah, Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini birbirlerinin soyundan olarak âlemlerden üstün kıldı. Allah her şeyi çok iyi işten, çok iyi bilendir.(Ali-İmran Süresi, 33-34)”ayetleri Hz.âdem’in peygamber olduğunun kesin delillerindendir.
    
             Hz.Âdem  hatasından dolayı tövbe etmiş,insanlık tarihinin bu ilk tövbesi Tevvab olan Allah tarafından kabul olmuştur.“Derken, Adem (vahy yoluyla) Rabbinden birtakım kelimeler aldı, (onlarla amel edip Rabb'ine yalvardı. O’da bunun üzerine tövbesini kabul etti. Şüphesiz o, tövbeleri çok kabul edendir, çok bağışlayandır”. ﴾Bakara,37﴿ -
 
             Hz.âdem’e sayfalar verilmişti.O’da bu sayfaları okuyabiliyordu.Çünkü yukarda da belirtildiği gibi Allah O’na her şeyi öğretmişti.Burada şöyle bir soru akla gelmektedir. Okullarda ders müfredatlarında ilk insanların göçebe oldukları, zamanla yerleşik hayata geçtikleri,birbirleriyle resimler yoluyla iletişim kurdukları,daha sonra yazıyı Sümerler’in keşfettikleri okutula gelmiştir.Bu bilgiler Kur’an bilgileriyle taban tabana zıtlık teşkil etmektedir.Şayet tarihin belli bir döneminde insanlığın ortak kültürü yeniden başladıysa bu durum bize göre ancak şöyle izah edilebilir.İlkinsandan beri okuma –yazma biliniyordu.Daha sonraki dönemlerde helak v.b. olaylar sonucunda zamanın gelişmişliği,teknolojisi sıfır noktasından başlamış olabilir.
 
              Daha sonra Adem ile Havva’nın Rablerine dua ederek: “Eğer bize salih bir çocuk verirsen and olsun şükredenlerden olacağız.” (Araf Süresi, 189) Allah Hz.Adem’e birçok çocuk verdi. Hz.Adem’in zürriyeti çoğaldı. Bu arada şeytan boş durmadı bütün gücüyle Hz.Adem’in çocuklarını yoldan çıkarmaya çalıştı. Hz.Adem’in ilk olarak aynı batından(ikiz) birer kız birer erkek olmak üzere çocukları oldu.Erkek çocuklarına Habil ve Kabil isimlerini verdi.Habil çobanlıkla,Kabil ise çiftçilikle iştigal ediyordu.Aralarında husumet baş gösterdi.Kabil Habil’i öldürdü.Böylelikle yer yüzünün ilk cinayeti işlenmiş oldu.Kabil,Habil’in cesedini ne yapacağını bilemedi.Toprağı eşeleyip  karga leşini gömen başka bir karga gördü.Onun gibi yaparak Habil’in cesedi gömdü.Hz.Adem’in iki oğlunun hikâyesi Kuran’ı Kerim’de Maide süresi 31.ayette şöyle anlatılmaktadır: Sonra, Allah, ona, kardeşinin cesedini nasıl gömeceğini göstermek için yeri eşeleyen bir karga gönderdi. “Yazıklar olsun bana, bu karga gibi olup böylece kardeşimin cesedini gömmekten aciz mi oldum?” dedi. Sonra da pişman olanlardan oldu.
 
                Hz.Adem’in ilahi takdir gereği bir yasağı çiğnemesinden dolayı cennetten çıkarıldığı ve dünyaya gönderildiği düşünüldüğünde,bir günahımızdan dolayı  Allah muhafaza cehennem ehli olmayacağımızın garantisini kimse veremez.Müslüman hiçbir günahı hafif görmemeli ve hafife olmamalıdır.Cümle günahlarımızın af olunması temennisiyle…

 




ETİKET :  

Tümü