KUL HAKKI

Müslüman bir kimsenin başka insanların hakkına girmesi,dinimizce yasaklanmış olan,sakınılması gereken bir davranıştır.

10:55:37 | 2019-11-25
HÜSEYİN CETİN
HÜSEYİN CETİN      h.hoca.ank@hotmail.com

Müslüman bir kimsenin başka insanların hakkına girmesi,dinimizce  yasaklanmış olan,sakınılması gereken bir davranıştır.Kazanılan sevapları  yok eden,hatta mağdur kişinin günahlarını bile üstlenmeye kadar giden bu hal,Peygamber Efendimiz(S.A.V.)’in ifadeleriyle bir müslümanı  iflasa götüren memnu bir davranıştır. Kul hakkı yiyen kimse girdiği hakkın  karşılığı kadar sevabını o kimseye âhirette verecek.Aynı kişi,farklı kimselerin hakkını gasp ettiği düşünülürse, hepsine de kendi sevaplarından o hak nispetinde dağıtılacağını,kendisinin hiç sevabı kalmaması durumunda hakkını yediği insanların günahlarından yine o hak nispetinde kendisine yükleneceğini unutmamalıdır.Sevapları bu şekilde hak sahiplerine dağıtılan kimse tam anlamıyla iflas etmiştir.
 
Ebü Hüreyre radıyallahu anh'den rivayet edildiğine göre, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: 

"Müflis kimdir, biliyor musunuz?" diye sordu. Ashab: 
 
- "Bizim aramızda müflis, parası ve malı olmayan kimsedir", dediler.
 
Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: 

"Şüphesiz ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve zekat sevabıyla gelip, fakat şuna sövüp, buna zina isnad ve iftirası yapıp, şunun malını yiyip, bunun kanını döküp, şunu dövüp, bu sebeple iyiliklerinin sevabı şuna buna verilen ve üzerindeki kul hakları bitmeden sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine yükletilip sonra da cehenneme atılan kimsedir" buyurdular. (Müslim, Birr 59.  Tirmizî, Kıyamet 2)
 
Kul hakkından kastın bir kimsenin malını gasp etmek ya da alıkoymak olarak anlaşılması bu hususu kavramayı eksik kılar.Kısaca insanları maddi-manevi yönden her mağduriyet kul hakkına girer.Örneğin;toplumumuzu kangren gibi saran gıybet bir kul hakkıdır.Peygamberimiz: "Gıybet, kardeşini hoşuna gitmeyecek şekilde anmandır."(Tirmizî, Birr, 23; Dârimî, Rikat, 6; Mâlik, Muvatta, Kelâm,10; Ahmed b. Hanbel, II/384, 386)   buyurmaktadır.
 
Kur’an-ı kerim’de şöyle buyrulur;
 “Ey iman edenler! Zannın çoğundan sakınınız. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. Birbirinizin kusurunu araştırmayın. Biriniz diğerini arkasından çekiştirmesin (aleyhinde konuşmasın). Biriniz, ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? İşte bundan tiksindiniz. O halde Allah’tan korkun. Şüphesiz Allah, tövbeyi çok kabul edendir, çok esirgeyendir.” (Hucurat , 12. )
 
 Müslümanın kul hakkı yememek için azami ölçüde özen göstermesi gerekir.Şayet kul hakkı yemiş ise hiç vakit kaybetmeden hemen helalleşmesi gerekir.Zira ölüm her an kapıyı çalabilir. Bu konuyla ilgili olarak Efendimiz şöyle buyurur;
 
“Kim bir kul hakkı yemişse derhal o kardeşi ile helalleşsin. Çünkü (kıyamet günü) dirhem de geçmez dinar da. Böyle olunca o (hak yiyen) kişinin sevapları alınır o adama yüklenir. Eğer sevapları yoksa o hakkını yediği adamın günahları buna yüklenir.” (Buhari, Rikak, 48)

Müslüman sağlam karakterli, her konuda kendine güvenilen kimse olmak zorundadır. “Müslüman , müslümanlara eliyle ve diliyle zarar vermeyen kimsedir" (Buhari, İman, 4,5) Üzülerek söylemek gerekir ki, günümüzde kimse kimseye güvenemiyor.Toplumda güven,sadakat gibi bizi biz yapan değerler hızla yok oluyor.Doğrusu insan saadet devrinde ya da  Osmanlı döneminde yaşamış olsaydım diye içinden geçirmeden edemiyor olsa da bu istek insanı şu anki sorumluluktan kurtarmadığı gün gibi âşikardır.
 
Toplumda güven duygusu azaldığı için esnaf müşteriye,müşteri esnafa,eş-dost v.b. bir birine güvenemiyor.İstisnalar olsa da cebinde parası olsa bile en yakınına borç vermekten sakınıyor.Oysa Peygamberimiz,“Mü’minin ruhu, ödeninceye kadar borcuna bağlı kalır” [Ebu Hüreyre- Tirmizî, Cenâiz 74. Ayrıca bk. İbni Mâce, Sadakât 12]buyurmakta.
 
Kur’an da rabbimiz şöyle buyuruyor;
Ve ey kavmim! Ölçüyü ve tartıyı adaletle yapın; insanlara eşyalarını eksik vermeyin; yeryüzünde bozguncular olarak dolaşmayın.(Hud, 85. )“Ölçtüğünüz zaman tastamam ölçün ve doğru terazi ile tartın. Bu, hem daha iyidir hem de neticesi bakımından daha güzeldir.İsra, 35.. Ölçüyü tastamam yapın, (insanların hakkını) eksik verenlerden olmayın. Doğru terazi ile tartın.(Şuara, 181.182. )Ölçüyü adaletle tutun ve eksik tartmayın.(Rahman 9). Eksik ölçüp noksan yapan hilekârlara yazıklar olsun! . Onlar insanlardan alırken ölçüp tarttıklarında tam, Onlara vermek için ölçüp tarttıklarında ise eksik ölçer ve tartarlar. ( Mutaffifin, 1-3

“Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) bir gün, sahabelerin arasında ayağa kalktı ve onlara hitaben:

‘Şüphesiz ki Allah yolunda cihad ve Allah’a iman amellerin en faziletlisidir’ buyurdu.

Bunun üzerine biri kalkıp:

−Ya Rasulallah! Eğer Allah yolunda öldürülürsem günahlarım benden silinir mi, bu hususta ki görüşün nedir? dedi.

Rasulullah (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ona:

−‘Eğer sabredici, ecrini sadece Allah’tan umarak savaşır, ileri atılıcı ve geri kaçıcı olmadan Allah yolunda öldürülürsen evet. Ancak kul borcu (hakkı) müstesnadır. Bunu bana Cebrail söyledi’ buyurdu.”(Müslim 1885/117)
 
Sonuç olarak;
 
Kul hakkı hak sahibiyle bizim aramızdaki bir mevzu olduğu için Allah bu duruma müdahale etmez.Aksi halde adaletine gölge düşer.(Belki ahrette daha güzel bir karşılık vererek hak sahibinden helal etmesini isteyebilir )Kul hakkı, hak sahibi hakkını helal etmedikçe bizimle  beraber kıyamete gelecek ve karşımıza çıkacak.Bununla kalmayıp,belki de şeytanı bin bir güçlükle yenerek  kazandığımız sevaplardan  hak sahiplerine dağıtılacak.Ve belki de hak sahiplerinin günahlarından bizim üstümüze yüklenecek. Allah muhafaza bu durum müslümanı tam bir iflasa ve sonunda cehenneme götürecek.
Dolayısıyla mü’mine düşen Kur’an’ın emir ve yasaklarına,Efendimiz(s.a.v)’in sünneti seniyyesine sarılmaktır.Zaten toplum olarak kendimize  Allah’ın emir ve yasaklarına,Peygamberimizin sünnetine uygun bir  hayat nizamı çizmiş olsak,şu an karşılaştığımız pek çok  sorunun kendiliğinden çözüleceğini,toplumda huzur ve güvenin tesis edeceğini,hep övünerek zikrettiğimiz ecdadın teneffüs ettiği atmosferi yakalayacağımızı unutmamak gerekir.




ETİKET :  

Tümü